D3 vitamini faydaları ve D vitamini eksikliği belirtileri
Yayınlanma tarihi: 26 Temmuz 2023
Güncellenme tarihi: 5 Ağustos 2023
Yayınlanma tarihi: 26 Temmuz 2023
Güncellenme tarihi: 5 Ağustos 2023
Gün geçtikçe daha fazla araştırma, güneşe yeterince maruz kalmanın genel sağlık için ne kadar önemli olduğunu ve bu nedenle D vitamini eksikliğinin ciddi bir sorun olduğunu göstermektedir. Bunun bir nedeni, güneşin vücuda pek çok yönden fayda sağlayan temel bir besin maddesi olan D vitaminini bize sağlamasıdır.
D vitamini ne işe yarar? Araştırmalar, "güneş ışığı vitamini" olarak adlandırılan bu vitaminin sadece kemiklerinizi ve iskelet yapınızı değil, aynı zamanda bağışıklık fonksiyonunuzu, kan basıncınızı, ruh halinizi ve beyin fonksiyonunuzu da etkilediğini göstermektedir.
2019 yılında yapılan bir incelemeye göre, D vitamininin faydaları arasında kalp hastalıkları, kanser, diyabet ve depresyonun yanı sıra enfeksiyonlar ve virüslere karşı daha fazla koruma sağladığı ortaya konulmuştur.
D vitamini eksikliği çoğu toplumlarda kalıtsal olarak ortaya çıkmaktadır. Öyle ki Amerikalıların % 40 ile 80'i, D vitamini eksikliğine sahiptir. Bu nedenle çoğu yetişkin, çocuk ve hatta bebekler ve emzirilen bebekler artık D vitamini takviyesi almaya teşvik edilmektedir.
D Vitamini (25-hidroksivitamin D olarak da adlandırılır) yağda çözünen bir vitamindir ve sadece belirli gıdalarda ve az miktarlarda bulunur. Ancak cildimiz güneşe maruz kaldığında, vücudumuzda da üretilmektedir.
D vitamini yarı-esansiyel bir besin maddesi olarak kabul edilir. Çünkü ancak güneş ışığına maruziyet yolu ile üretilmektedir. Özellikle, UV-B güneş ışınları cilde temas ettiğinde, ciltteki 7-dehidrokolesterol adı verilen bir madde tam anlamıyla D3 vitaminine dönüştürülür.
7-dehidrokolesterol ya da cildimizdeki kolesterol "ön D vitamini" ne dönüştürür ve kullanılabilir D3 haline getirir. Previtamin D önce böbrekler ve karaciğer yoluyla kan dolaşımına karışır ve daha sonra kalsitriole dönüştürülür. D vitamini aslında vücutta bir hormon, özellikle de bir sekosteroid hormon haline gelir.
Kalsiyum ve D vitamini vücutta birlikte çalışan iki önemli mikro besindir. Karmaşık D vitamini ve kalsiyum ilişkisi özellikle kemik metabolizması söz konusu olduğunda çok önemlidir, çünkü her ikisi de iskeletin gücünü korumanın ayrılmaz bir parçasıdır.
İki tür D vitamini takviyesi vardır. Bunlar, D2 vitamini (ergokalsiferol) ve D3 vitamini (kolekalsiferol)’dir.
Vücudumuzun doğal olarak ürettiği tür D3 vitamini olan kolekalsiferol'dür. Vücut, kullanmak üzere bir miktar D2 vitamini dönüştürebilir, ancak D3 vtaminin çok daha etkili bir şekilde kullanır.
Ne yazık ki, D vitamini takviyeli gıdaların ve diyet takviyelerinin bazıları, ne emilebilen ne de vücut tarafından ihtiyaç duyulana dönüştürülebilen bir D2 türü olan ergokalsiferol içerir. Ancak D vitamininden yeterinde faydalanmak için D3 içeren takviyelerin kullanılması gerekmektedir.
Yaş/Durum | Miktar |
---|---|
0-12 ay | 10 mcg (400 IU) |
1-70 yaş | 15 mcg (600 IU) |
70 yaş üstü | 20 mcg (800 IU) |
Hamilelik | 15 mcg (600 IU) |
Emzirme | 15 mcg (600 IU) |
Bazı sağlık uzmanları daha yüksek dozların daha da koruyucu ve faydalı olabileceğine inanmaktadır.
Çocuklar için tavsiyeler kilo başına 35 ünite/gün veya 5-10 yaş arası çocuklar için yaklaşık 2.500 ünite/gün'e kadar çıkmaktadır. Yetişkinler için öneriler (hamile kadınlar dahil) günde 5.000 üniteye kadar çıkmaktadır.
Açık ila orta tonlu bir tene sahipseniz, öğle saatlerinde güneş kremi sürmeden günde yaklaşık 10 ila 15 dakika doğrudan güneş ışığı almanız genel bir öneridir.
Koyu tenliyseniz, yeterli D vitamini üretmek için muhtemelen güneşte daha fazla zamana, günde yaklaşık 40 dakikaya ihtiyacınız vardır.
Balık, yumurta ve süt ürünleri gibi belirli gıdalar bir miktar D vitamini sağlar.
D vitamini takviyesi almak, özellikle kış aylarında ve çoğu gün dışarıda vakit geçiremeyen kişiler için gereklidir.
D vitamini açısından en zengin gıdalar şunlardır:
D vitamini kemiklere kalsiyum emiliminde rol oynar. Kalsitriol (dönüştürülmüş D vitamini) kalsiyum seviyelerini korumak için paratiroid hormonuyla birlikte çalışır.
Ayrıca, magnezyum, K vitamini ve fosfor dahil olmak üzere sağlığa katkıda bulunan diğer önemli vitamin ve mineraller üzerinde de etkisi vardır.
D vitamini kısmen kandaki fosfor seviyelerinin korunmasından sorumludur ve kalsiyumun proteinlere bağlanma yeteneğini etkilediğinden, K vitamini ile de bağlantılı olduğuna inanılmaktadır. Kalsiyum ve diğer bileşiklere ek olarak fosfor, kemik yoğunluğunu düzgün bir şekilde mineralize etmek için gereklidir.
Düşük D vitamini seviyeleri, osteomalazi olarak adlandırılan kemiklerinizin yumuşamasına veya raşitizm adı verilen bir kemik anormalliğine neden olabilir. Ayrıca, eksiklik osteoporoz gelişme ve kırık ya da çatlaklar yaşama riskinizi artırır.
Çalışmalar, D vitamininin günde 800-5.000 uluslararası ünite dozunda alındığında kemik sağlığına fayda sağladığını göstermiştir. Bu, iskelet yapısının yaşlanmasını doğal olarak yavaşlatarak ve 65 yaşın üzerindeki yaşlı yetişkinlerde kırık ve düşme oranını azaltarak kas-iskelet sağlığını iyileştirebilir (Haines & Park, 2012).
D vitamini bir "bağışıklık modülatörü" olarak kabul edilir (Martens, Gysemans, Verstuyf, & Mathieu, 2020). Bağışıklık hücrelerimiz D vitamini için reseptörler içerir ve D vitamininin, uzun süreli veya aşırı inflamatuar tepkileri önlemek de dahil olmak üzere çeşitli şekillerde genel bağışıklık fonksiyonuna fayda sağladığı gösterilmiştir (Charoenngam & Holick, 2020).
Araştırmalar, bu vitaminin sağlıklı hücre çoğalmasına yardımcı olduğunu ve otoimmün hastalıkların, enfeksiyonların, virüslerin ve soğuk algınlığı ve grip gibi daha az ciddi hastalıkların gelişimine karşı korunmada rol oynayabileceğini göstermektedir.
Patojenlere saldıran beyaz kan hücreleri olan T hücreleri, B hücreleri, bağışıklık hücreleri ve makrofajların işlerini düzgün bir şekilde yapabilmeleri için insanların yeterli D vitaminine ihtiyaç duyduklarına dair kanıtlar vardır (Milliken et al., 2012).
D vitamininin akut akciğer hasarına karşı koruma yeteneğine sahip olduğuna inanılan ACE2 adlı bir enzimin ekspresyonunu arttırdığı gösterilmiştir. Ayrıca, bu vitaminin bağırsak astarının bütünlüğünü desteklediği, mukozal bariyeri koruduğu ve bağırsak bağışıklığını düzenlediği düşünülmektedir (Kuba, Imai, & Penninger, 2006).
2020 yılında yapılan bir çalışmada, 20 farklı Avrupa ülkesinde yaşayanlar arasındaki ortalama D vitamini seviyelerinin en az bir ciddi akut solunum yolu enfeksiyonu insidansı ile ilişkili olduğu bulunmuştur. Yaşlı yetişkinler arasında daha yüksek D seviyeleri, ölümcül enfeksiyon oranlarının azalmasıyla ilişkiliyken, düşük serum D vitamini konsantrasyonları daha yüksek duyarlılıkla bağlantılıy bulunmuştur (Ilie, Stefanescu, & Smith, 2020).
İnflamatuar tepkileri kontrol etmeye ve B-lenfosit homeostazını korumaya yardımcı olabileceğinden, D vitamini otoimmün bozuklukları ve aşağıdakiler de dahil olmak üzere diğer rahatsızlıkları olanlara da fayda sağlayabilir:
Diyabet semptomları, insülin direncindeki artışları takiben insülin eksikliğinden veya yetersiz insülin salgılanmasından kaynaklanır. İnflamasyon ve obezite de tip 2 diyabete katkıda bulunabilir.
D3 vitamini, pankreas β-hücrelerinin insülin salgılaması için uyarılmasına yardımcı olmak için gereklidir. Araştırmalara göre, kalsiyum da insülin salgılanması için gereklidir ve D vitamini kalsiyum emilimini ve kullanımını teşvik ederek insülin salgılanmasının düzenlenmesine katkıda bulunur (Lips et al., 2017).
Current Diabetes Reviews'da yayınlanan bir çalışmaya göre, D vitamini replasmanının hastalığın görülme sıklığı, kontrolü ve komplikasyonları da dahil olmak üzere tip 2 diyabetin tüm yönleri üzerinde faydalı etkileri vardır (Issa, Zantout, & Azar, 2015).
2022 yılında yapılan bir çalışmada ise D vitamini takviyesinin prediyabet hastası olup D seviyesi düşük olanlara fayda sağladığı, ancak başka önlemler alınmaksızın insülin direncini önlemek için yeterli olmadığı bulunmuştur (Rasouli et al., 2022).
Frontiers in Endocrinology'de yayınlanan araştırmaya göre, D vitamini tümör büyümesi, hücre farklılaşması ve apoptozisi etkileyen faktörlerde rol oynamaktadır.
D vitamini eksikliği semptomları, özellikle meme, kolon, kolorektal, mesane ve prostat kanserleri olmak üzere kanser gelişimi için artan risklerle ilişkilendirilmiştir (Mondul, Weinstein, Layne, & Albanes, 2017).
Araştırmacılar, artan güneş ışığına maruz kalma ve dolaşımdaki D vitamini seviyelerinin birçok kanser türünde azalmış oluşum ve ölüm oranı ile ilişkili olduğunu bulmuşlardır (Vuolo, Di Somma, Faggiano, & Colao, 2012).
D vitamininin muhtemelen hücre yaşam döngüsündeki rolü veya aşırı östrojeni bloke etme kabiliyeti nedeniyle meme, kolon ve yumurtalık kanseri riskini azaltabileceğine inanılmaktadır.
American Journal of Clinical Nutrition'da yayınlanan araştırmaya göre, D vitamini ve kalsiyum düzeylerinin iyileştirilmesi menopoz sonrası kadınlarda kanser riskini önemli ölçüde azaltmaktadır (Lappe, Travers-Gustafson, Davies, Recker, & Heaney, 2007).
2018 yılında yapılan bir başka çalışma, araştırmacıların kandaki D vitamini seviyeleri yüksek olan menopoz sonrası kadınların, düşük olanlara kıyasla meme kanseri riskinin beşte bir oranında olduğu tespit edilmiştir (McDonnell et al., 2018).
Bununla birlikte, bazı çalışmalar D vitamini takviyesinin tek başına kanser riskini azaltmadığını ortaya koymuştur (Manson et al., 2019).
D vitamini, normal kan basıncı ve enflamasyon seviyelerinin korunmasına yardımcı olarak kalp sağlığına fayda sağlar.
Giderek artan sayıda epidemiyolojik ve klinik çalışma, kan basıncının, kolesterol seviyelerinin ve enflamasyonun düzenlenmesinde rol oynadığı için düşük D vitamini seviyelerinin kardiyovasküler hastalık risklerinin artmasıyla bağlantılı olduğunu göstermektedir (Zittermann et al., 2021).
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, bu vitaminin endotel fonksiyonunu ve vasküler düz kas hücrelerini etkilediği düşünüldüğünde, D vitamini sinyalizasyonunun bozulmasının hipertansiyon, ateroskleroz ve kardiyak hipertrofiye potansiyel olarak katkıda bulunabileceğini göstermiştir. Buna ek olarak, ciddi eksiklikleri olanlar koroner arter hastalığı, kalp yetmezliği ve atriyal fibrilasyon geliştirmeye daha yatkındır (Wang, 2016).
D vitamini eksikliği olan insanların koroner kalp hastalığı ve kalple ilgili diğer semptomlardan ölme olasılığının daha yüksek olduğu rapor edilmiştir. Bununla birlikte takviyenin diğer müdahalelerle birlikte veya bunlar olmadan kullanıldığında kalp hastalığından kaynaklanan komplikasyonları azaltıp azaltamayacağı hala araştırılmaktadır.
D vitamini, vücudumuzda bir hormon gibi hareket ettiği ve beyin fonksiyonlarını etkilediği için, eksikliğinde duygudurum bozukluklarının ortaya çıktığı belirlenmiştir (Anglin, Samaan, Walter, & McDonald, 2013).
D vitamini eksikliğinin insanları depresyon, mevsimsel duygusal bozukluk, uykusuzluk ve anksiyete sırasında yaşanan ciddi ruh hali sorunları için daha büyük bir risk altına soktuğu görülmektedir.
D vitamini homeostatik, trofik ve immünomodülatör etkileri, yani endokrin bezlerinin aktivitesini uyarma, nörotransmitter üretimini destekleme, sinir sisteminin homeostazını korumaya yardımcı olma ve beyindeki iltihapla mücadele etme yeteneğine sahiptir.
Ayrıca D vitamini reseptörlerinin, ruh halinin düzenlenmesinde kilit rol oynadığı bilinen prefrontal korteks gibi beyin bölgelerinde bulunduğu bilinmektedir (Fazelian, Amani, Paknahad, Kheiri, & Khajehali, 2019; Menon, Kar, Suthar, & Nebhinani, 2020).
Düşük D3 vitamini seviyeleri hipotalamik-hipofiz-adrenal eksen faaliyetlerine müdahale edebilir. Böylece testosteron ve östrojen üretimini kesintiye uğratarak birçok istenmeyen semptomla sonuçlanabilecek hormonal dengesizliklere yol açabilir.
Çeşitli çalışmalar, D vitamininin kısmen oksidatif stresi azaltarak bilişsel işlevi etkilediğini göstermiştir. D vitamini eksikliği, karar verme, ezberleme ve hafızda tutma ve konsantre olma becerilerimizi etkileyebilir (Yang et al., 2020).
Araştırmacılar, düşük D vitamini seviyeli kişilerin bilişsel gerileme açısından daha büyük risk altında olabileceğini ve standart sınavlarda düşük performans gösterdiğini, zayıf karar verme becerilerine sahip olabileceğini ve odaklanma ve dikkat gerektiren görevlerde zorluk yaşayabileceğini belirtmektedir (Kang et al., 2021; Wilkins, Sheline, Roe, Birge, & Morris, 2006).
Ayrıca, bazı araştırmalar düşük D vitamini seviyeleri ile şizofreni ve multipl skleroz gelişme riski arasında bir korelasyon olduğunu göstermiştir (Alharbi, 2015).
D vitamini ayrıca cilt sağlığımız için son derece önemlidir. Şöyle ki D vitamini;
Normal D vitamini seviyelerinin aşağıdaki gibi cilt sorunlarına karşı korunmaya yardımcı olabileceğine dair kanıtlar da vardır (Navarro-Triviño, Arias-Santiago, & Gilaberte-Calzada, 2019):
Yeterli D vitamini seviyesine sahip yaşlı yetişkinlerin fiziksel olarak aktif olma olasılığı daha yüksektir, kas güçleri yüksektir ve düşme ve yaralanmalara karşı daha az eğilimlidirler (Meehan & Penckofer, 2014). Ayrıca, D vitamini alımının arttırılmasıyla yaşlı bireylerde ileri yaşlarda normal bilişsel işlevlerini korumalarına yardımcı olmaktadır.
D vitamini seviyeleri düşük olduğunda, tiroid bezi işlevsiz hale gelmeye daha yatkın görünmektedir. Bu nedenle D vitamini, hiperparatiroidizm ve hipotiroidizmi önlemeye yardımcı olmak da dahil olmak üzere normal tiroid fonksiyonunun yanı sıra adrenal ve hipofiz fonksiyonunun korunmasına yardımcı olabilir (Taheriniya, Arab, Hadi, Fadel, & Askari, 2021).
D vitamini eksikliğinde aşağıdaki belirtiler ortaya çıkmaktadır;
D vitamini eksikliğinin nedenleri ve D vitamini eksikliğini daha olası hale getiren risk faktörleri şunlardır:
Özellikle insanların oransal olarak büyük bir kısmında bu önemli vitaminin eksikliği görüldüğünden dolayı D Vitamini genellikle alınması güvenli ve faydalı bir takviye olarak kabul edilir.
Yeterli D vitamini almaya öncelik vermek için iyi bir neden olsa da D vitamini eksikliği semptomlarının bağışıklık sistemini, kalbi ve daha fazlasını etkileyebileceği düşünüldüğünde çok fazla D vitamini almak hala potansiyel olarak mümkündür.
D vitamini çok fazla alındığında negatif etkili olabilir. D vitamini toksisitesi, birkaç ay veya daha uzun süre boyunca günde 10.000 ila 40.000 uluslararası üniteye (IU) kadar yüksek dozlarda alındığında ortaya çıkabilir.
Aşağıda daha ayrıntılı olarak ele alındığı gibi, aşırı D vitamini belirtileri arasında sık hastalanma, yorgunluk, halsizlik, sindirim sorunları ve kas/kemik ağrısı sayılabilir. Bunların dışında D vitamini toksisitesinde;
Yüksek dozda D vitamini almak karaciğerinizin 25(OH)D adı verilen bir kimyasal üretmesine neden olur, bu da kan dolaşımınızda kalsiyum birikmesine neden olur (hiperkalsemi olarak adlandırılır). Nadir durumlarda bu durum böbrek hasarına ve böbreklerde kalsiyum birikimine (nefrokalsinozis olarak adlandırılır) yol açabilir.
Nadir görülmekle birlikte, hiperkalsemi dışında hiperparatiroidizm, sarkoidoz ve diğer birkaç nadir hastalığın görüldüğü başka durumlar da ortaya çıkabilir.
D hangi besinlerde var?
D vitamini, aşağıdaki gıdalarda bulunur:
D vitamini eksikliğinde vücutta neler olur?
D vitamini eksikliğinde, aşağıdaki belirtiler görülebilir:
D vitamini ihtiyacı nasıl karşılanır?
D vitamini ihtiyacı, aşağıdaki yollarla karşılanabilir:
D vitamini en çok nereden alınır?
D vitamini, en çok güneş ışığı ile elde edilir. Güneş ışığı, ciltte D vitamini sentezini sağlar. D vitamini içeren gıdaların da D vitamini ihtiyacını karşılamak için önemli olduğunu belirtmek gerekir.
D vitamini her gün alınır mı?
D vitamini, her gün alınmayabilir. D vitamini takviyesi, haftada 2-3 kez alınabilir. D vitamini içeren gıdaların ise her gün tüketilmesi önerilir.
D vitamini hap mı damla mı?
D vitamini, hap veya damla olarak alınabilir. D vitamini takviyesi alırken, doktorunuzun tavsiyesine uymanız önemlidir.
D vitamini nasıl alınır aç mı tok mu içilir?
D vitamini, aç veya tok karnına alınabilir. Ancak, D vitamini takviyesi alırken, yemeklerden sonra almanız daha iyidir.
D vitamini neden akşam alınmaz?
D vitamini, akşam alınmaz. D vitamini, gündüz saatlerinde daha etkilidir. D vitamini, gündüz saatlerinde güneş ışığı ile birlikte alındığında daha iyi emilir.
Aksam D vitamini alınır mı?
Akşam D vitamini alınmaz. D vitamini, gündüz saatlerinde daha etkilidir. D vitamini, gündüz saatlerinde güneş ışığı ile birlikte alındığında daha iyi emilir.
D vitamini fazlalığı nasıl anlaşılır?
D vitamini fazlalığı, aşağıdaki belirtilerle anlaşılabilir:
D vitamini hangi saatte alınır?
D vitamini, gündüz saatlerinde alınır. D vitamini, gündüz saatlerinde güneş ışığı ile birlikte alındığında daha iyi emilir.
D vitamini kaç olursa tehlikeli?
D vitamini, 150 ng/mL'nin üzerinde olursa tehlikeli olabilir. D vitamini fazlalığı, yüksek tansiyon, baş ağrısı, yorgunluk, iştahsızlık, kusma, ishal, böbrek taşı ve kalp hastalığı gibi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle, D vitamini takviyesi alırken, doktorunuzun tavsiyesine uymanız önemlidir.
Kişisel verileriniz, hizmetlerimizin daha iyi bir şekilde sunulması için mevzuata uygun bir şekilde toplanıp işlenir. Detaylı bilgi almak için Gizlilik Politikası'nı inceleyebilirsiniz.