Detaylı Kolajen Rehberi: Vücuda Tüm Faydaları
Yayınlanma tarihi: 22 Temmuz 2023
Güncellenme tarihi: 8 Eylül 2023
Yayınlanma tarihi: 22 Temmuz 2023
Güncellenme tarihi: 8 Eylül 2023
Kolajen hayvansal dokularda bulunan protein yapısında sert, suda çözünmeyen ve lifli bir maddedir. Kolajen insan vücudunda en fazla bulunan proteinlerden birisidir. Literatüre göre, insan vücudundaki proteinlerin %30’u kolajenden oluşmaktadır (Shoulders & Raines, 2009).
Kolajen, diğer tüm proteinler gibi yapısal olarak farklı türlerden oluşur. Bilimsel çalışmalarda en az 28 çeşit kolajen bulunmaktadır (Yue, 2014). Bu türlerin çoğu, güçlü ve esnek olan fibrillerden oluşur. İnsan vücudundaki en yaygın kolajen türleri 1 ve 2'dir.Bu tipler vücuttaki tüm kolajen içeriğinin %90’ını oluşturur.
Kolajen oldukça büyük molekül ağırlığına sahip bir bileşen olarak vücuttaki deri, tendonlar, damarlar, kemikler, bağ doku ve organlar gibi birçok dokuda önemli roller üstlenir.
Önerdiğimiz kolajenleri görmek için tıklayınız
Vücudumuz, yediğimiz gıdalarda bulunan bileşenleri kullanarak kolajen sentezler. Ortalama olarak, bu sentez mekanizması 20'li yaşların ortalarına kadar normal çalışır, bu nedenle kolajen üretimi ve yıkımı birbirini dengeleyecektir. Ancak bu yaştan sonra sentez mekanizması yavaşlar ve kolajen yıkımı daha hızlı gerçekleşir. Bu, vücuttaki kolajen seviyelerinde bir düşüşe yol açarak çeşitli sağlık sorunlarına ve semptomlarına yol açar. Bu semptomlardan bazıları şunlardır:
Vücudunuz doğal olarak kolajen üretir ancak belli bir yaştan sonra kolajen üretimi yeterli olmaz. Bu durumda, kolajen sentezi, sığır eti, tavuk ve balık gibi kaynaklardan elde edilen kolajen ile desteklenerek artırılabilir.
Vücut tarafından sentezlenen kolajen ile takviyelerde bulunan kolajen arasında önemli bir fark vardır. Bu fark moleküler boyuttur. Vücudumuzdaki kolajenin moleküler boyutu yüzbinlerce Daltondur. Vücut bu boyutta bir kolajen takviyesini ememez. Bu nedenle kolajen takviyelerinde hidrolize kolajen peptitleri kullanılmaktadır.
Hidrolize kolajen peptitleri, yüksek moleküler ağırlıklı kolajenin çeşitli yöntemlerle parçalanmasıyla üretilir ve bu nedenle vücut tarafından kolayca kullanılabilir. Emilim için ideal boyut 2000 Dalton'dur.
Kolajen takviyeleri genellikle toz, kapsül veya sıvı formddır. Bu takviyeler doğrudan veya sıcak/soğuk içecekler, yoğurt, çorbalar, enerji topları gibi çeşitli ürünlere eklenerek tüketilebilir.
Ayrıca kozmetik firmaları kolajeni nemlendirici özelliğinden dolayı çeşitli krem ve serum formülasyonlarında kullanabilmektedir. Ancak vücuda emilim için 500 Dalton kuralı vardır. Bu, bir maddenin cilt tarafından emilebilmesi için maksimum boyutunun 500 dalton olması gerektiği anlamına gelir. Bu formülasyonlarda daha yüksek moleküler ağırlıklı kolajen kullanılırsa, emilimi olası değildir (Soukup, 2022).
Kolajen azalmasına neden olan ilk faktör yaşlanmadır. Yaşlandıkça vücudumuzun kolajen sentezi doğal olarak azalır ve kolajen yıkımı artar (Shin ve ark., 2019).
Bunun sonucunda ciltte, eklemlerde, kemiklerde ve organlarda birçok sağlık sorunu ortaya çıkmaktadır (Shuster, 2020). 20 yaşından itibaren vücudumuzdaki kolajen seviyesinin %1 ila %2 oranında azaldığı genel olarak kabul edilmektedir. Yani 50 yaşına geldiğimizde vücuttaki kolajen içeriği yarı yarıya azalmaktadır.
Yaşlanmaya bağlı kolajen kaybı ve bu kayıpla ilişkili hasar kaçınılmazken, bazı beslenme ve yaşam tarzı faktörleri bu süreci hızlandırır. Bu faktörlerin başında tütün ve alkol tüketimi gelir.
Sigara ile oluşan serbest radikallerin kolajen yıkımını hızlandırdığı ve cilt yaşlanmasına, kırışıklıklara ve elastikiyet kaybına neden olduğu bildirilmektedir (Goodman ve ark., 2019; Yazdanparast ve ark., 2019).
Sigara ve aşırı alkol tüketiminin de kolajen üretimini azaltarak ve cilt onarım mekanizmalarına zarar vererek cilt yaşlanmasını hızlandırdığı bildirilmiştir (Goodman ve ark., 2019).
Çok fazla rafine şeker ve aşırı işlenmiş gıda tüketmek, glikasyon adı verilen bir süreci tetikler. Bu süreç, kolajen sentezini azaltarak ve kolajenin çevredeki hücreler ve proteinlerle etkileşime girme yeteneğini etkileyerek erken yaşlanmaya neden olur (Nguyen & Katta, 2015).
Çok fazla güneşe maruz kalmak kolajen üretimine zarar verir. Bu nedenle, güneş kremi kullanmak ve güneşe aşırı maruz kalmaktan kaçınmak cilt yaşlanmasının erken belirtilerini önlemeye yardımcı olabilir (Budden ve diğerleri, 2021).
Kolajen kaybına neden olan ana faktörlerden biri menopozdur. Menopoz döneminde vücuttaki kolajen seviyesinin yarı yarıya azaldığı bildirilmektedir. Dolayısıyla bu süreçte kolajen takviyesi ve kolajen kaybını önleme faktörleri daha da önem kazanıyor.
Kolajen tüm hayvan dokularında bulunur ve deri ve eklemler gibi bazı kısımlar daha fazla kolajen içerir. Bu nedenle kolajen yönünden zengin besinlere bazı örnekler;
Kümes hayvanları, balık, fasulye ve yumurta gibi gıdalardan yeterli protein almak kolajen üretimini destekler çünkü kolajen vücut tarafından emilen amino asitlerden doğal olarak üretilir.
Amino asitlere ek olarak, vücudun kolajen üretimini ve bakımını desteklemek için çeşitli besin bileşenlerine ihtiyaç vardır. Örneğin, C vitamini kolajen sentezinde önemli bir rol oynar. Bu nedenle düşük C vitamini alımı, kolajen üretiminin bozulmasına neden olabilir (Pullar, Carr, & Vissers, 2017).
C vitamini yönünden zengin besinlerin (narenciye, biber, yeşil sebzeler, meyveler) bol bol tüketilmesi sağlıklı kolajen üretimini desteklemeye yardımcı olur. Ayrıca antioksidan bileşenler, serbest radikalleri temizleyerek kolajen yıkımını önler (Reilly & Lozano, 2021).
Bu nedenle tokoferol, karotenoidler, resveratrol, kurkumin ve selenyum gibi bileşenlerden zengin besinler kolajen kaybını azaltacaktır.
Cilt hücrelerinin kaybını önlemenin yolları vardır.
Kolajen kaybı veya yıkımının doğal bir süreci vardır. Kolajen kaybını önlemek mümkün değildir. Diyet ve yaşam tarzı değişiklikleri ile süreci yavaşlatmak mümkündür. Yediğiniz protein miktarına dikkat etmeniz önemlidir.
Kolajen sentezini teşvik edin Kolajen sentezini desteklemek için en önemli yaklaşımlardan biri hidrolize kolajen peptit içeren takviyelerin kullanılmasıdır. Takviye olarak kullanılan kolajen peptitleri vücutta kolajene dönüştürülerek kolajen kaynaklı sorunları ortadan kaldırır.
Serbest radikal oluşumunu azaltın: Tütün, alkol, rafine şeker, ultra işlenmiş gıdalardan ve stresten uzak durmak vücutta serbest radikal oluşumunu azaltarak kolajen kaybını azaltır. Bu ürünlerin kullanımı en aza indirilmelidir.
Güneşe karşı önlem alın: Önemli bir D ve K vitamini kaynağı olsa da güneşe maruz kalmayı azaltın. Uzun süre güneşe maruz kalmaktan kaçınmak ve kalıyorsanız koruyucu bir güneş kremi kullanmak gerekir.
Diğer takviyeleri ihmal etmeyin: Kolajen sentezini teşvik eden ve kolajen parçalanmasını önleyen antioksidanları daha fazla tüketin.
Önerdiğimiz kolajenleri görmek için tıklayınız
Kolajen takviyelerinin en bilinen faydaları cilt sağlığı üzerinedir. Yukarıda da değinildiği üzere yaşlanma ile birlikte vücudumuz daha az kolajen üretmekte ve bu nedenle kırışıklıklık ve sarkma gibi cilt problemleri oluşmaktadır. (Quan and Fisher 2015). Bilimsel araştırmalar, kolajen takviyelerinin bu olumsuzlukları giderebileceğini göstermektedir.
19 çalışmanın incelendiği bir derlemede, hidrolize kolajen takviyesi kullanmanın cilt nem düzeyini ve elastikiyetini plasebo tedavisine kıyasla iyileştirdiği belirlenmiştir. Kolajen takviyeleri ayrıca kırışıklıkları da azaltmıştır (de Miranda et al. 2021).
Ayrıca, çalışmalar, kolajenin kırışıklıkları ve kuruluğu azaltarak cildin yaşlanmasını yavaşlattığını göstermiştir. Çoğunlukla kadınlar üzerine gerçekleştirilen çalışmanların sistematik incelemesi, ortalama 69 gün boyunca günde 3-10 gram kolajen almanın cilt üzerine birçok fayda sağladığını rapor etmiştir (Choi et al. 2019).
Kolajen takviyelerinin, vücudun kolajen sentez mekanizmasını teşvik ederek fayda gösterdiği değerlendirilmektedir. Ayrıca, kolajen takviyeleri, elastin ve fibrillin gibi diğer proteinlerin üretimini teşvik ettiği de rapor edilmektedir (Choi et al. 2019).
Kolajen takviyelerinin üç ana yolla cilt yaşlanmasını yavaşlattığı belirtilmiştir. İlk olarak peptitler, sindirim sisteminde emilerek sür cilt fibroblastlarına girerler. Burada kolajen sentezine katılarak cildi yaşlanmaya karşı korurlar. İkinci olarak, kolajen peptitler, serbest radikalleri sönümleterek, oksidatif hasarı ve bu radikallerin cilt üzerine etkisini azaltır. Üçüncüsü, cilt hücrelerine giren peptitler, sitokinleri düzenleyerek kolajen ve hyaluronik asit sentezini teşvik eder (Cao et al. 2021).
Kolajen takviyelerinin diğer bir etkisi ise yara iyileşmesini hızlandırmaktadır. Hayvan deneyleri, oral kolajen peptit kullanımı ile yara iltihabının inhibe edildiğini göstermiştir (Cao et al. 2021). Bu etki, kolajen peptitlerin oksidatif stresin neden olduğu hasarı azaltmak ve yara içindeki reaktif oksijen türlerini temizleyerek yara iyileşmesini desteklemek ile açıklanmaktadır.
Kolajenin faydalarının ciltten sonra en çok hissedildiği yerler eklemler, kaslar ve kemiklerdir. Bilimsel çalışmalar, kolajenin osteoporoz ve osteopeni gibi rahatsızlıklar üzerine önemli faydaları olduğunu göstermiştir.
2021 yılında yayınlanan bir çalışma, kolajen takviyesi kullanmanın etkilerini menopoz sonrası kemik mineral yoğunluğu (KMY) düşük 102 kadında incelemiştir. 1 yıl boyunca günde 5 gram kolajen peptidi kullanan grubun omurga ve femurunda KMY, plasebo grubuna kıyasla önemli düzeyde artış göstermiştir (Zdzieblik et al. 2021).
12 aylık başka bir çalışmada, menopoz sonrası kadınlardan kalsiyum ve D vitaminine ilaveten 5 g kolajen takviyesi alanların kanlarında kemik yıkımını destekleyen proteinlerin kalsiyum ve D vitamini kullananlara göre daha az bulunduğu bildirilmiştir. Kolajen grubu ayrıca daha düşük kemik mineral yoğunluğu kaybı yaşamıştır (Elam et al. 2015).
Daneault et al. (2017) yapılan ayrıntılı bir incelemede, hayvan modellerinde kolajen peptitlerinin osteoporoz üzerinde hafifletici bir etkiye sahip olduğu bildirilmiştir.
Kolajen, kıkırdağın bütünlüğünü korumada da tol oynamaktador. Vücutta kolajenin azalması doğrudan osteoartrit (kireçlenme) riskinin artması ile ilişkilendirilmektedir.
Bir inceleme makalesi, oral kolajen takviyeleri kullanmanın, osteoartrit hastalarında sertlik de dahil olmak semptomları azalttığı sonucuna varmıştır (García-Coronado et al. 2019).
Egzersiz ile birlikte kolajen kullanımı vücut kompozisyonunu iyileştirmek gibi başka sağlık yararları ile ilişkilendirilmektedir (Kirmse et al. 2019). Kolajen, kasların da önemli bir bileşenidir. Bilimsel araştırmalar, kolajen takviyelerinin, sarkopenili hastalarda kas kütlesini artırmaya yardımcı olduğunu göstermektedir.
Bir çalışmada, sarkopeni hastası 27 yaşlı erkek, 12 haftalık bir egzersiz programına katılırken aynı zamanda 15 gram kolajen almıştır. Çalışma sonucunda kolajen grubunun önemli ölçüde daha fazla kas kütlesi ve gücü kazandığı gözlenmiştir (Zdzieblik et al. 2015). Bu nedenle, kolajenin kreatin gibi kas proteinlerinin sentezini destekleyebileceği ve egzersiz sonrası kas büyümesini teşvik edebileceği iddia edilmektedir.
Ancak, kolajenin, kas oluşturma etkisinin peynir altı suyu proteininden daha düşük olduğu belirlenmiştir. Bu durum, kolajen içeriğinde kas yapımında önemli bir rol oynayan dallı zincirli amino asitlerin daha az bulunmasından kaynaklanmaktadır. Peynir altı suyu proteini ise bu amino asitleri daha fazla içermektedir (Oikawa et al. 2020).
Kolajen, atardamarların (arterler) yapısında bulunmaktadır. Vücutta kolajenin azalması arterlerin daha az esnek ve elastik hale gelmesine neden olmaktadır. Dolayısıyla, kolajen eksikliği atardamarların daralması ile karakterize bir hastalık olan ateroskleroza ve ilerleyen aşamada kalp krizi ve felce neden olabilmektedir (Tomosugi et al. 2017).
31 sağlıklı yetişkine 6 aylık süre boyunca günde 16 gram kolajen takviye edilen bir çalışmada, kolajen kullanımı ile arter sertliğinde önemli bir azalma meydan gelmiştir. Ayrıca kolajen takviyesi, HDL (iyi) kolesterol seviyelerini ortalama %6 artırmıştır (Tomosugi et al. 2017).
Arterler sertleşmesi ve plakların damar duvarlarında birikmesi, kanın akmasını zorlaştırır. Bu durum yüksek tansiyon riskini artırmaktadır. Araştırmalar, kolajende bulunan ana amino asitlerden biri olan glisinin, tansiyonu düşürme ve arteriyel hasara karşı koruma yoluyla ile kalp sağlığına fayda sağladığını göstermektedir.
Kolajen ayrıca kan akışını artıran ve tansiyonu düşüren bir bileşik olan nitrik oksit seviyelerini de artırmaktadır. Hafif hipertansif hastalr ile yapılan bir çalışmada, kolajen takviyesi kullanımı 4 haftada kan basıncını önemli ölçüde azaltmıştır (Saiga-Egusa et al. 2009). Başka bir çalışmada, günlük 2.9 gram kolajen kullanımı damar sertliğini azaltmış, nitrik oksit seviyesini artırmış ve damar hasar belirteçlerini iyileştirmiştir (Kouguchi et al. 2013).
Ayrıca, düşük glisin seviyeleri, artan kalp krizi riski ile ilişkilendirilmektedir. Bu nedenle iyi bir glisin kaynağı olan kolajenin kalp krizi riskini azaltabileceği de değerlendirilmektedir (Ding et al. 2015).
Bağışıklık sistemi temel olarak proteinlerden oluşmakta ve yeni protein sentezi ile desteklenmeliir. Bu nednele düşük protein tüketilmesi bağışıklığı olumsuz etkilemektedir. Proteinler ayrıca antikorların, interferonların ve tamamlayıcı proteinlerin üretiminde de kullanılmaktadır. Bu nedenle, kolajen takviyeleri ile vücuda proteinlerin sentezlenmesi için gerekli amino asitleri sağlamaktadır.
Kolajenin başlıca görevlerinden bazıları, bağırsak duvarlarını güçlendirme, besin öğelerinin emilmesini sağlama ve toksinler gibi yabancı maddeleri uzaklaştırmadır.
Bağışıklığın azalması, tümörlerin artmasına neden olmaktadır. Kolajen tümör hücrelerini çevrelemesi nedeniyle bağışıklığın önemli unsurlarındandır (Kim, Kim, and Suh 2018).
Kolajen önemli miktarda glutamin içermektedir. Glutamin, sağlıklı ve güçlü bağışıklık sisteminden sorumlu olan amino asitlerden birisidir. Glutamin, bağışıklık hücrelerinin hücresel onarımında ve uyarılmasında rol oynamaktadır.
Nörodejeneratif hastalıkların ana nedenlerinden birisi yaşlanmadır. Sağlıklı bir diyet, nörodejeneratif hastalıkların görülme sıklığını azaltmanın en etkili yollarından birisidir. Protein ve karbonhidrat alımının kontrol edilmesinin, beyin yaşlanmasının yavaşlatılmasında faydalı olduğu bildirilmiştir (Wahl et al. 2018).
Bir çalışmada, düşük molekül ağırlıklı kolajen peptidin, farelerde skopolaminin neden olduğu hafıza ve öğrenme bozukluklarını hafiflettiği belirlenmiştir (Kim et al. 2020).
Başka bir çalışmada, kolajen peptitler ve omega 3 içeren takviyelerin, yaşlı farelerde bilişsel işlev, kaygı benzeri davranış ve stres tepkisi sorunlarını önlediği gösterilmiştir (Chataigner et al. 2021).
Önerdiğimiz kolajenleri görmek için tıklayınız
Kolajen peptitlerin başta probiyotikler, besin metabolizması ve epitel fonksiyonu olmak üzere sindirim sistemi üzerinde de etkileri bulunmaktadır. Kolajen, glisin ve glutamin içerdiğinden, sindirim sisteminin duvarlarını yeniden inşa etmede ve güçlendirmede önem arz etmektedir.
Bağırsak astarında hasar meydana geldiğinde, yeni düz kas hücreleri üretilmesi gerekmektedir. Bilimsel çalışmalarda, iyileşme süresince düz kas hücreleri üretildiğinde bağırsaktaki kolajen üretiminin arttığı gözlenmiştir. Bu nedenle, kolajen bağırsak duvarını iyileştirmek için önemli bir bileşendir (Graham et al. 1987).
Kolajenin, mide sularının salgılanmasını düzenleyerek uygun sindirim için yeterli asit sağladığı bildirilmektedir. Kolajenin ana amino asitlerinden olan glisin ve prolin, mide zarını iyileştirmeye ve stres kaynaklı ülserleri önlemeye yardımcı olabilir. Çalışmalar, zararlı mide salgılarını önleme yeteneğinden dolayı glisini mide ülserlerinin etkili bir inhibitörü olarak tanımlamıştır (Tariq and Al Moutaery 1997).
Kolajen sindirim sürecine de yardımcı olmaktadır. Sindirim sürecine yardımcı olan su ve asidik moleküller ile etkileşmektedir. Kolajen, sindirim yolunda ilerlerken su ve asidi de taşıyarak bağırsaklarda proteinlerin ve karbonhidratların parçalanması sürecine dahil olur. Ayrıca, kolajen bağırsakta su tutarak, gıdaların sindirim sisteminde daha düzgün bir şekilde hareket etmesine yardımcı olur.
Kolajendeki bulunan glutamin, bağırsak duvarının iltihaplanmasını önlemek ve sızdıran bağırsak sendromunu iyileştirmek için anahtar görev üstlenmektedir (Lin et al. 2014). Çalışmalar, ayrıca sindirim problemleri olan kişilerde kolajen düzeylerinin azaldığını gözlemiştir (Koutroubakis et al. 2003).
Kolajen satın alırken dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar bulunmaktadır.
En önemli huşulardan birisi kolajen takviyesinin Bakanlıkça onaylı bir takviye olmasıdır. Ülkemizde takviye edici gıda üretiminin onay ve kontrolü Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından gerçekleştirilmektedir. Dolayısıyla satın alınacak takviyenin ambalajında bakanlıkça verilmiş takviye edici gıda Onay numarasının bulunması gerekmektedir.
İkinci husus takviye edici gıdada bulunan hidrolize kolajen peptitin molekül büyüklüğüdür. Daha önce de değinildiği gibi kolajen emilimi doğrudan molekül büyüklüğü ile ilişkilidir. Bilimsel çalışmalarda bildirilen ideal molekül büyüklüğü 2000-4000 Dalton’dur. Dolayısıyla satın alınacak ürünün bu büyüklükte kolajen peptitler içermesine dikkat edilmelidir.
Tercih edilecek takviyenin ideal dozda (en az 5 g tercihen 10 g) kolajen peptit sağlaması gerekmektedir. Özellikle tablet formlar doz konusunda yetersiz kalmaktadır.
Kullanılan takviye edici gıdanın katkı maddesi içermemesi gerekmektedir. Özellikle bazı toz ve sıvı takviyeler önemli miktarda şeker, tatlandırıcı ve koruyucular içerebilmektedir. Bu katkı maddeleri hem kolajenin faydalarını engelleyerek hem de sağlığa olumsuz etki göstererek sağlığa zarar verebilir.
Kolajen hayvansal kaynaklı bir ürün olması nedeniyle helallik konusuna da dikkat edilmelidir. Bu nedenle tercih ettiğiniz kolajenin helal belgesine sahip olmasına dikkat etmeniz önerilmektedir.
Önerdiğimiz kolajenleri görmek için tıklayınız
Cilt için hangi kolajen tipi kullanılmalıdır?
Cilt için tip 1 ve 3 kolajen kullanılması önerilmektedir. Balık kaynaklı kolajenin cilt açısından daha faydalı olduğu bildirilmektedir. Bu nedenle balık kolajeni tercih edilebilir. Kullanılacak kolajen takviyesinin cilt için faydalı Koenzim Q10, hyaluronik asit, alfa-lipoik asit, B vitaminleri gibi diğer bileşenleri içermesi faydaları artırmaktadır.
Eklemler için hangi kolajen tipi kullanılmalıdır?
Eklemler için tip 1 ve 3 kolajene ilaveten tip 2 kolajen kullanılması gerekmektedir. Tercih edilecek takviyenin glukozamin, MSM, kondroitin, Boswellia ekstresi gibi bileşenler içermesi eklemlerde daha fazla rahatlama sağlayabilir.
Hangi kolajen menopozu geciktirir?
Menopozu geciktiren bir kolajen türü yoktur. Menopoz, kadınların doğal yaşlanma sürecinin bir parçasıdır ve kolajen takviyeleri menopozu engellemez veya geciktirmez. Ancak menopoz süreci vücutta kolajen yıkımına neden olarak, önemli cilt ve sağlık problemleri oluşmasını teşvik edebilmektedir. Dolayısıyla menopoz sürecinde kolajen takviyeleri kullanımı daha fazla önem arz etmektedir.
Kolajen kilo aldırır mı?
Kolajenin kilo aldırıcı bir etkisi yoktur. Kolajen, protein açısından zengin bir bileşiktir ancak kalori içeriği düşüktür ve kilo alımıyla doğrudan ilişkili değildir.
Bazı bilimsel raporlara göre kolajen diğer proteinlere göre daha uzun tokluk oluşturmaktadır. Böylece zayıflama sürecini destekleme amacıyla kullanılabilir. Burada dikkat edilmesi gereken hususlardan birisi bazı takviyelerin aşırı şeker ya da katkı içermesidir. Bu katkılar nedeniyle bu takviyeler metabolizmayı etkilemekte ve kilo alımına neden olabilmektedir. Bu nedenle iyi formülize edilmiş ürünler kullanılmalıdır.
Kolajen zayıflatır mı?
Kolajenin zayıflatıcı bir etkisi yoktur. Kolajen, cilt, eklem ve kemik sağlığı için önemli bir besindir ancak zayıflama sürecine doğrudan etkisi bulunmaz. Ancak kolajen kullanımının daha uzun süre tokluk sağladığı ve böylece zayıflama sürecine destek olabileceğini gösteren bilimsel çalışmalar mevcuttur.
Önerdiğimiz kolajenleri görmek için tıklayınız
Kolajen kaç ay kullanılır?
Yapılan son bilimsel çalışmalara göre 3 ay kullanım ve 1 ay ara verilmesi önerilmektedir. Yıl boyunca bu döngü tekrar edilmelidir.
Kolajen ne zaman kullanılır?
Kolajen kullanım zamanının faydalar üzerine etkisini araştıran bir çalışma yoktur. Bu nedenle herhangi bir zaman kullanılabilir. Ancak cilt için kullanılacaksa cilt yenilenmesinin gece olmasından dolayı yatmadan önce kullanılması önerilmektedir.
Kolajen aç karnına mı içilir?
Kolajen takviyeleri aç veya tok karna alınabilir. Herkesin bireysel tercihine ve toleransına bağlı olarak, kolajeni yemeklerle birlikte almak veya aç karnına almak mümkündür.
Günlük kolajen ihtiyacı kaç mg
Bilimsel çalışmalara göre normal bir insanın günlük kolajen miktarı 5-10 g arasındadır. Sporcularda bu ihtiyaç 30 g’a kadar çıkabilmektedir.
Kolajen yan etkileri nelerdir?
Kolajen takviyeleri genellikle güvenlidir ve yan etkileri nadirdir. Ancak bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara veya hassasiyete neden olabilir. Aşırı dozda kullanımı bazı sindirim rahatsızlıklarına yol açabilir.
Kanser hastaları kolajen kullanabilir mi?
Bazı uzmanlar kolajenin hücreleri beslediğini bu nedenle kanser hücrelerini de besleyebileceğini düşünmektedir. Ancak bu düşünceyi destekleyecek bilimsel bir bulgu yoktur. Tam aksine, 2021 yılında Nature Cancer dergisinde yayınlanan bir makale uyku halindeki kanser hücrelerinin çevresinde tip 3 kolajen miktarının azalmasının kanseri yeniden uyandırdığını göstermiştir (Martino et al., 2022). Bu nedenle kanser hastalarında kolajen kullanımı önemli olabilir.
Kolajen kolesterolü yükseltir mi?
Hidrolize kolajen peptitler neredeyse saf olarak protein içerir. Bu nedenle, kolajenin kolesterolü yükseltici bir etkisi yoktur. Kolesterol düzeyleri için kolajenin doğrudan bir etkisi bulunmaz.
Çocuklar kolajen kullanabilir mi?
Çocuklarda genel olarak kolajen sentezi yeterli düzeydedir. Bu nedenle kolajen kullanmalarına gerek yoktur. Ancak bazı çocuklarda eksiklik görülebilir. Bu çocukların doktor kontrolünde kolajen kullanmasında herhangi bir sakınca yoktur
Kolajen sıcak içeceklere karıştırılabilir mi?
Kolajen sıcaklıktan etkilenmez bu nedenle sıcak içeceklere karıştırılabilir. Hatta yüksek sıcaklıklarda pişirilen kek gibi gıdalara karıştırılabilir. Ancak kolajen takviyesi içerisinde ısıya hassas başka bileşenler (C vitamini vb.) bulunabilir. Dolayısıyla bu tip bileşenler varsa sıcak içeceklere karıştırılmamalıdır.
Önerdiğimiz kolajenleri görmek için tıklayınız
Kişisel verileriniz, hizmetlerimizin daha iyi bir şekilde sunulması için mevzuata uygun bir şekilde toplanıp işlenir. Detaylı bilgi almak için Gizlilik Politikası'nı inceleyebilirsiniz.